
Ümraniye escort dar sokakları, gecenin sessizliğinde yankılanan ayak sesleriyle doluydu. Sokak lambalarının solgun ışığı, ıslak kaldırım taşlarına yansıyordu. Yirmi iki yaşındaki Aslı, montunun yakasını kaldırmış, ellerini dolgun memeli cebine sokarak yürüyordu. Her adımı, yorgunluk ve umutsuzluk taşıyordu. Hayat, ondan çok şey almıştı ama hâlâ ondan daha fazlasını istiyordu.
Aslı, İstanbul’a büyük umutlarla gelmişti. Küçük bir Anadolu kasabasından, hasta annesiyle birlikte taşınmışlardı. Babası, o daha on yaşındayken evi terk etmişti. Annesi temizlik işlerinde çalışarak geçimlerini gurup sağlamaya çalıştı, ama hastalığı ilerleyince iş yapamaz hale geldi. O günden sonra, Aslı’nın omuzlarına bir evin bütün yükü bindi.
Okulunu bırakıp çalışmaya başladı; garsonluk, temizlik, market kasası… Ne iş bulsa olgun yaptı ama kazandığı para hiçbir zaman yeterli olmadı. Bir gün, işten atıldığı ve ev sahibinin kapıya dayandığı o gecede, çaresizliğin ne olduğunu ilk defa gerçekten anladı. Bir arkadaşının kondom aracılığıyla “kolay para kazanabileceğini” duyduğunda önce tiksinmişti. Ama çaresizlik, insanın sınırlarını unutturuyordu.
Geceleri Ümraniye ateşli escort sessiz sokaklarında dolaşırken, içi hep boştu. İnsanların bakışları, fısıldaşmaları, alaylı gülüşleri… Hepsi birer hançerdi. Ama annesinin ilaçlarını alabilmek için sabretmek zorundaydı. Her sabah eve döndüğünde aynaya bakamıyordu. Kendini tanıyamıyordu artık.
Bir sabah, işten dönüp evine giderken pazarın köşesinde yaşlı bir kadının düştüğünü gördü. Elindeki çantaları toplamaya yardım etti. Kadın teşekkür etti, “Kızım, gel bir çay iç benimle,” dedi. Kadının adı Nermin Teyze’ydi. Küçük bir evde yalnız yaşıyordu, ama kalbi sıcacıktı.
O gün Aslı, uzun bir süre sonra biriyle dürüstçe konuştu. Nermin Teyze onu dinledi, yargılamadı. Sadece bir cümle söyledi: “Evladım, kimse geçmişini silemez ama herkes geleceğini yeniden çizebilir.”
O söz Aslı’nın içinde bir umut ateşi yaktı. Günler sonra cesaretini toplayıp bir kadın dayanışma merkezine gitti. Orada dikiş öğrenmeye, kendi ayakları üstünde durmaya başladı. Zordu, ama artık yeniden doğduğuna inanıyordu.
Bir yanıt yazın