
Zelal, 22 yaşındaydı. Çekmeköy escort, otobüs son duraklarına yakın, ormana bakan bir mahallede yaşıyordu. Yaşadığı yer eski bir gecekonduydu, çatısı yağmurda damlatır, kışın soba ne kadar yansa da duvarlar hep soğuk kalırdı. Ama o evin içinde, küçük bir sehpanın üzerinde duran not defteri, Zelal’in kendine tuttuğu tek sözleri saklıyordu.
İstanbul’a gelmesi iki yıl öncesine dayanıyordu. Mardin’den çıkıp geldiğinde heybesinde umutla karışık korku vardı. Liseden sonra üniversiteyi kazanamamış, ama “kendi ayaklarımın üstünde duracağım” demişti. Ailesi çok istemedi ama karşı çıkmadılar. Ablasıyla bir süre aynı evde kaldı, sonra tek başına yaşamaya başladı.
Başlarda bir kafenin mutfağında çalıştı. Sonra temizlik işleri… Elinden ne gelirse yaptı. Ama tek başına hayatta kalmanın maliyeti ağırdı. Hele büyükşehirde. Bir yandan ev kirası, bir yandan faturalar, diğer yandan ailesine yardım gönderme baskısı… Bunlar birleşince, her gün biraz daha içinden bir şey eksiliyordu.
Bir akşam çalıştığı yerin müşterilerinden biri ona doğrudan bir teklifte bulundu. “Sana uygun bir iş var. İstersen iyi kazanırsın.” Önce anlamadı. Escort zelal sonra açık açık söylediler. Bir otelde birkaç saatlik işler, kimliksiz, sessiz, sorusuz. Göz göze gelinmeyen bir para döngüsü.
Zelal bu fikri önce reddetti. Ama bir gün cebinde beş lira kalıp, ev sahibi kapıya dayandığında, o numarayı çevirdi.
İlk gece Çekmeköy Escort Zelal sınırında, sessiz bir sitede küçük bir dairedeydi. O gece aynaya bakamadı. Sonrasında da zor geçti. Fakat cebindeki parayla markete girip, kardeşine oyuncak alabilmesi, ona o anlık bir “rahatlama” verdi. “Birkaç kez daha,” dedi. Ama o birkaç kez, aylar sürdü.
Zelal yavaş yavaş içine kapanmaya, geçmişteki hayallerini unutmaya başladı. Bir sabah eski defterini buldu. İçinde 17 yaşında yazdığı bir cümle dikkatini çekti: “Bir gün İstanbul’a gidip kendi hikâyemi yazacağım.” Gözleri doldu. Çünkü artık yaşadığı şey bir hikâye değil, silikleşen bir gölgeydi.
Bir karar aldı o gün. O gece işe gitmedi. Defteri açtı, yazmaya başladı. Korkularını, utançlarını, yaşadıklarını… Yazmak ona iyi geldi. Sonra internette kadın dayanışma ağına rastladı. Gönüllü psikolojik destek veriliyordu. Katıldı. İlk gün ağlamaktan konuşamadı. Ama anlaşıldığını hissetti.
Aylar içinde yeniden iş buldu. Bir yayınevinde temizlikçi olarak çalışmaya başladı. Ama defterini yanından hiç ayırmadı. Editörlerden biri defteri fark etti, okudu. “Bu senin yaşadıkların mı?” dedi. Zelal evet dedi, ilk kez başı dik.
Şimdi Zelal hâlâ Çekmeköy escort yaşıyor. Ama artık evindeki en değerli eşyası soba değil, o defter. Çünkü içinde susturulamayan bir kadının sesi var.
Bir yanıt yazın