
Pendik escort geceleri soğuk ve sessizdi. Sokak lambalarının titrek ışıkları kaldırımlara düşerken uzun gölgeler yaratıyor, eski binaların duvarlarını gri bir hüzünle sarıyordu. Aylin, yirmi yaşında genç bir kadındı, ama gözlerindeki yorgunluk, omuzlarındaki yük, yaşından çok daha fazlasını yataktan çıkmayan anlatıyordu. Çocukluğundan beri hayat ona acımasız davranmıştı. Evdeki kavgalar ve yoksulluk onu genç yaşta hayatta kalma mücadelesine itmişti. On yedi yaşında evden kaçtığında cebinde sadece birkaç kuruş ve büyük bir korku vardı. O günden sonra Pendik escort sokakları, hem düşmanı hem de tek sığınağı olmuştu.
Gündüzleri kafe ve küçük restoranlarda çalışıyor, akşamları ise geçim için istemediği yolları seçiyordu. İnsanlar onun hikâyesini bilmez, sadece dış görünüşüne dar amcıklı bakıp yargılardı. Ama Aylin’in içinde hâlâ bir umut vardı. Her gün sahile yürüyüp denizin karanlık dalgalarını izlerken kendi kendine fısıldadığı bir cümle vardı: “Bir gün kendi hayatımı kuracağım. Kimseye muhtaç olmayacağım.”
O akşam sahil yolu rüzgârla anal seven sertleşmişti. Aylin, cebindeki küçük defteri çıkardı. Defter yıllardır sakladığı acıların ve hayallerinin tanığıydı. Bir sayfayı açtı ve kendi yazdığı cümleyi okudu:
“Bir gün özgür olacağım. Bir gün hayatımı kendim yöneteceğim.”
Bir yanıt yazın